Agroyakıtlar ve Türkiye



Tarımsal yakıtların biyoyakıt diye adlandırılarak "yenilenebilir" enerji sınıfına sokulması özellikle gelişmiş ülke hükümetlerine kolay yoldan çevreci/doğa dostu makyajı yapma imkânı sağladı. Oysa 'biyoyakıtlar' hiç de o kadar 'biyo' değiller!




Enerji Devrimi kapıda!

GreenPeace Akdeniz 05 Ekim 2011

Enerji Devrimi yolunda güzel bir haber! Milli Rüzgar Enerjisi Sistemi (MİLRES) kuruldu. 2023 yılına kadar 20 bin megavat rüzgar enerjisi üretmek için 30 milyar dolar rüzgar türbinlerine yatırılacak. Türkiye, bunun en az 7.5 milyar dolarını kendi imkanlarıyla sağlamayı planlıyor. Bu proje ile, yerli türbin yan sanayiinin temellerinin atılması amaçlanıyor.
ruzgarenerjisi
Bu proje, Cumhuriyet tarihinin en büyük araştırma geliştirme projesi özelliğini taşıyor. Ar-Ge eksikliği yaşanan Türkiye'de bu gibi çalışmalar oldukça umut verici. Bu atılımın rüzgardan gelmesi ise ayrıca sevindirici. Proje, beş kurumun işbirliğiyle gerçekleştiriliyor. Havacılık endüstrisinden TUSAŞ-TAI kanat kısmını, Sabancı Üniversitesi tüm mekanik kısmı, TÜBİTAK Enerji Enstitüsü jeneratör ve elektrik aksamını, İstanbul Ulaşım A.Ş. güç elektroniği kısmını, İTÜ ise rüzgar analizleri ve kule tasarımını yürütecek.
MİLRES'ten sonra rüzgar sanayiini geliştirmek için, iş dünyasıyla birlikte Rüzgar Enerjisi Teknoloji Platformu (RETEP) kuruldu. Bu platformda yerli ve yabancı 11 sanayici yer alıyor. Gerekli parçaları üretecek olanlar da bu şirketler olacak.
Bu aslında Türkiye açısından geç bile kalmış bir girişim. Dünyanın önde gelen ülkeleri, Almanya, ABD, Danimarka, hatta Çin, rüzgâr türbini üretiminde çoktan yol aldılar. Petrolün ömrünün azalması ve pahalanması, özellikle Fukuşima'dan sonra nükleer santraller konusunda kuşkuların artması, rüzgâr ve güneş gibi temiz enerji kaynaklarını dünya genelinde ön plana çıkardı. Türkiye de bu yolda ilerleyecek gibi görünüyor. Şimdi aynı hamleyi güneşten bekliyoruz.