Glisemik İndeks'i Nedir? (GI)

Glisemik İndeks ve Yük

İyi beslenmek, sağlıklı yaşama ve yaşlanmanın ayrılmaz bir parçasıdır. Beslenme tarzımız hızla değişip gelişiyor, beslenmemiz müthiş bir evrim geçiriyor. Beslenmenin sağlıklı yaşama yaptığı katkılar, yeni bilgilerle her gün biraz daha büyüyor, gelişiyor.
Karın doyurmak önemli bir şeydir ama yiyecek bileşenlerinin oranları ve çeşitlilikleri de en az o kadar mühimdir. Bu nedenle besin seçimlerinde dikkatli davranmakta, doğru seçimler yapmakta fayda var!

DOĞRU besin seçimleri yaparken en çok yağlara dikkat ederiz. Fazla yağlı beslenmemeye, tükettiğimiz yağları "tekli doymamış yağ asitleri"nden (zeytinyağı) seçmeye, "doymuş yağlar"ı (hayvansal yağlar, margarinler) düşürmeye, çoklu doymamış yağ asitlerinden zengin yağları (bitkisel yağlar) bunlarla değiştirmeye büyük bir özen gösteririz.

Ama yağ seçimine gösterdiğimiz dikkati nedense karbonhidrat ve proteinleri seçerken pek göstermeyiz. Özellikle karbonhidrat seçiminde genellikle ıska geçeriz!.. Bu yanlıştan vazgeçmenin gerektiğini gösteren pek çok kanıt var. Araştırma sonuçları, günlük enerji ihtiyacımızın neredeyse yarısını oluşturan bu önemli besin bileşimini seçerken de dikkatli olmamız gerektiğini gösteriyor.

DOĞRU KARBONHİDRAT

Karbonhidratları da tıpkı yağlar veya kolesteroller gibi yanlış-doğru da iyi-kötü ya da sorumlu ve sorunlu karbonhidratlar olarak ikiye ayırmak gerekiyor. Yanlış, kötü ve sorunlu karbonhidratlar sağlıklı yaşamı, iyi ve güzel yaşlanmayı tehdit ediyor. Tıpkı kötü yağlar veya kötü kolesterol gibi, dokularımızı damarlarımızı tahrip ediyor. Yangısal süreçleri hızlandırıp kemik hastalıklarını ateşliyor. Yangısal süreçlerin hızlanması demek, daha çok kilo almak, daha yaşlı damarlara sahip olmak, daha yaşlı kalp, beyin, eklemler, kaslar ile yaşamak demektir. Bedende yoğunlaşmış yapısal-iltihabi süreçler, daha çok şeker hastalığı, kanser, hipertansiyon, artrit, alzheimer hastalığı ile aynı şeydir.

GLİSEMİK GÜCE DİKKAT
Karbonhidrat grubu besinlerin başlıcaları tahıllar, bakliyat, sebze ve meyvelerdir. Bu grup besinlerin seçiminde en önemli noktalardan biri, o besinin "glisemik güç" ile ilgili özelliğidir. Yanlış, kötü, sorunlu karbonhidratların ortak özellikleri, glisemik indekslerinin (GI) yüksek oluşudur. Her karbonhidratın yaklaşık olarak belirlenmiş bir glisemik indeksi vardır. Glisemik indeks, en başa saf şeker (glikoz) konularak 0 ile 100 arasında ölçülür. Gİ değeri 70 ve fazlası olan yiyecekler, yüksek Gİ olan kötü karbonhidratlardır. Bunların kan şekerini yükseltme potansiyelleri hızlı ve yüksektir.

HIZLA YÜKSELEN ŞEKER
Kan şekerinin hızla ve fazla miktarda yükselmesi, sağlık için istenmeyen bir durumdur. Hızla ve fazlaca yükselen kan şekeri, pankreasta aşırı insülin yanıtı doğurur. Aşırı insülin yanıtı, pankreasın kana aşırı miktarda ve hızla insülin pompalaması demektir. Bu durumun uzun süre tekrarlaması pankreası yormakta, hücrelerin insülin alıcılarını kaybetmesine ve insülinin kanda birikmesine yol açmaktadır. Bu kötü bir metabolik süreçtir ve "insülin direnci sendromu" denilen tehlikeli bir yolun başlangıç noktasıdır. İnsülin direnci sendromu, bir dizi metabolik sorunun yaşandığı bir maçın başlangıç vuruşudur: Karın çevresinde biriken yağlar, hipertansiyon, kan şekerinde yükselme eğilimi, orta yaş diyabeti, kanın pıhtılaşması eğiliminde artma, erken yaşlarda ortaya çıkan kalp krizleri, felçler ve daha pek çok kötü şey bu sonucu belli maçın sonuçlarıdır.

GLİSEMİK YÜK KAVRAMI

Gİ değeri 55-70 arasında olan karbonhidratlar orta, 55'in altındakiler düşük olarak kabul edilmektedir. Glisemik indeks yerine "glisemik yük" (GL) kavramını kullananlar çoğunluktadır. Glisemik yük, bir yiyeceğin bir porsiyondaki gerçek karbonhidrat miktarını ölçer ve daha doğru sonuçlar verir. Havuç, pancar gibi glisemik indeksi yüksek, ama bol su ve posa içermeleri sonucu orta derecede bir karbonhidrat yükü oluşturmaları nedeni ile glisemik yükü orta düzeyde olan besinlere yapılan haksız yaklaşımlar, Gİ yerine GL kavramının kullanımı ile çözümlenmiştir. Havuç ve pancar, Gİ değeri dikkate alındığında sorunlu-yavaş karbonhidratlar sanılırken glisemik yük kavramı dikkate alındığında düşükle orta arasında bir yerlere yerleşirler. Glisemik yükün 20'den fazlası yüksektir. 11-19 arası orta, 11'in altı düşük glisemik yük olarak kabul edilir.

BİR BİLGİ KARBONHİDRAT KAYNAKLARI
Sebze ve meyveler

Bakliyat grubu besinler: Kuru fasulye, mercimek, nohut, bezelye

Tahıllar, tahıl ürünleri: Kahvaltılık gevrekler,
(Devam edecek)
ekmek, makarna,bulgur

UNUTMAYIN KARBONHİDRAT SEÇERKEN
Un ve unlu ürünleri en aza indirin. Kepekli un veya tam buğday unu kullanın. Bunlarla yapılan hazır ürünleri satın alın.

İşlenmiş, fabrikasyon-paketlenme sürecinden geçmiş, rafine edilmiş, yağ ve şeker ilave edilmiş hazır yiyecekleri çok az kullanın.

Fazla miktarda fruktozlu mısır şurubu içeren yiyecek ve içecekleri kullanmayın.

Sebze ve meyve seçimlerinizde glisemik indeksi veya glisemik yükü orta veya düşük olanlarına öncelik tanıyın.

Düşük glisemik yüklü beslenme planı yapın. Börek, kurabiye, beyaz ekmek, bisküvileri, cips ve tuzlu gevrekleri olabildiği kadar sınırlayın.

Glisemik İndeks Nasıl  Hesaplanır?

Glisemik indeksi, hesaplamak için 8-10 sağlıklı kişiye bir gece açlık sonrası sabahleyin  bir karbonhidratı 10-15 dakikada yemeleri istenir ve bunu yemeden önce ve  yedikten sonra 15 dakikada bir  parmaktan kan şekerine iki saat süreyle  bakılır. Aynı kişilere başka bir gün saf glukoz içirilir ve  benzer ölçümler yapılır. Bunlar bir grafikte değerlendirilir ve  o gıdanın  glisemik indeksi hesaplanır. Bu değerlendirmeye göre glukozun (kan şekeri) Gİ’i 100 olup diğer karbonhidratlar buna göre sıralanır.  Daha önceleri beyaz ekmeğin Gİ’i 100 olarak kabul edilerek Gİ değerlendirilmesi yapılmaktaydı. Ekmekler farklı olduğundan bundan vazgeçilmiş ve glukoz 100 kabul edilerek Gİ değerlendirilmeleri yapılmaya başlanmıştır. Gıdanın pişirilmesi, işlenişi, kabuklu oluşu veya olmayışı GI değerini etkiler.

Düşük, Orta ve Yüksek Gİ
Bir gıdanın Gİ’i 55’den az ise düşük, 56-69 arasında ise  orta, >70 ise yüksek Gİ’li gıda denir.

Yüksek GI’li gıdalar beyaz ekmek, pirinç, tatlı kekler ve pastalardır. Bir gıdaya un ve şeker girdikçe GI’i yükselir. Karpuz ise en yüksek GI’li meyvedir ve değeri 72’dir. Orta GI’li gıdalar ise tam tahıllar, bazı kekler, bazı tropikal meyveler (papaya ve ananas) dir. Düşük GI’li gıdalar ise  sebzeler, meyvelerin çoğu ve tam tahıllardır. Kuru yemişler (badem, ceviz fındık) düşük GI’lidir. Süt ürünlerinin GI’i de düşüktür.

Avustralya’da gıdaların üzerine glisemik indeks değerleri yapıştırılmaktadır.

Glisemik Yük

Glisemik yük (GY) bir günde yenen karbonhidrat miktarının oluşturduğu toplam şeker yüküdür. Glisemik yük fazlaysa yani bir günde fazla karbonhidrat alırsanız bu da zararlıdır. Glisemik indeksi düşük gıdaların günlük tüketim miktarı da bu nedenle önemlidir. Diğer bir deyimle karbonhidratın kalitesi kadar miktarı da önem taşımaktadir. İşte glisemik yük bir karbonhidratın hem Gİ’ni  (kalitesini)  hem de kantitesini yansıtır. Aşırı miktarda düşük GI'li karbonhidrat yenirse yine kilo alınır. Bu nedenle günlük alınan glisemik yük yani karbonhidrat miktarı da önem taşır. Her gıdanın Gİ ile GY miktarı aynı değildir.  Glisemik yükü hesaplamak için yenen gıdanın Gİ’i ile o gıdadaki karbonhidrat miktarı çarpılarak 100 sayısına bölünür.  Bunu şöyle formüle edebiliriz:
Glisemik Yük = (Gİ x  yenen karbonhidrat miktarı gram olarak) / 100
Bir elmayı göz önüne alalım. Elmanın Gİ’i 40 olup 15 gram karbonhidrat içerir. Bu elmanın GY= 40x 15/100=6 olarak bulunur.
Küçük ve  fırında pişmiş bir patatesi  göz önüne alırsak onun Gİ’i 80 olup 15 gram karbonhidrat vardır. Bunun GY’ü şöyledir: GY= 80x15/100=12 çıkar.
Görüldüğü gibi patatesin glisemik yükü elmanınkinin 2 katıdır.
Gıdalardan glisemik yükü daha az olanı tercih etmek daha  sağlıklıdır. Glisemik yük 20 ve üzerinde ise yüksek, 11-19 arası orta, <10 d="" denir.="" gy="" ise="" k="" l="" p="" r="">
Burada amaç fazla karbonhidrat almamaktır. Kilo vermek için yeteri kadar karbonhidrattan fazlasını almamak gerekir ve   başlangıçta  günlük glisemik yük 60-75 olmalıdır. Her öğünde 15 GY olacak şekilde gıda alınmalıdır. Her ara öğünde ise  10 GY  kadar karbonhidrat alınmalıdır. Gebe  veya emzirenlerde GY 130 olmalı, çok aktif iseniz GY 100-150 olmalıdır.
Serbest yaşayan  veya hareketli bir kişide GY daha önemlidir. Günlük olarak alınan gıdaların karışık yendiği veya tüketildiği bilinmektedir. Buna rağmen yapılan bilimsel çalışmalar günlük alınan toplam gıdanın GY’den çok GI ile paralel bir kan şekeri ve insülin yüksekliği yaptığını göstermiştir. Karbonhidrat içermeyen et, yumurta ve yağ gibi gıdaların GY’ü Gİ’le paralellik gösterir. Özellikle et GI’le paralellik gösterir. Et yiyen kişilerde patates, beyaz ekmek, domates, peynir tüketimi fazladır ve  arada paralellik vardır. Biranın nişasta oranı fazla olduğundan Gİ değeri yüksektir (95) şarap ve diğerleri ise 61’dir ki bu değer sukrozun (masa şekeri) GI’ne yakındır.
Gıdaların Gİ ve GY değerleri tabloda verilmiştir.
Yemeklerde yağ, protein ve karbonhidrat birlikte yendiği halde Gİ değerleri yine de faydalı olmaktadır.
Makarna GI düşük 30-60 arasındadır.  Makarnanın pişirilmesi de Gİ’ni etkiler,  orta derecede  pişirilirse (kaynatılırsa) Gİ’i orta, aşırı pişerse Gİ artar. Rafine şekerin Gİ’i 60-65 ‘dir.
Basit şekerleri içeren çoğu gıda kan şekerini nişastalı gıdalar kadar artırmaz.
Bir yemeğin asit oranı artarsa Gİ’i azalır. Salataya sirke ve limon koymak yemeğin GI’ini azaltır.

İnsülin İndeksi Nedir?
Gıdaların kan şekerini yükseltme gücü kadar insülin hormonunu yükseltme gücü de vardır. Buna insülin indeksi denir.  Yapılan çalışmalar insülin indeksi ile glisemik indeksin paralellik gösterdiğini ortaya koymuştur. Bu nedenle ayrıca insülin indeksini kullanmaya gerek yoktur. Yani düşük Gİ’li bir gıdanın insülin indeksi düşük, yüksek Gİ’li bir gıdanın insülin indeksi de yüksektir. Bununla beraber istisna olan bazı gıdalar da vardır. Örneğin süt ürünleri, et, balık ve yumurta  karbonhidrat içermediği halde kan insülin seviyesini yükseltirler. Bu tür bir insülin yüksekliğinin uzun zaman içinde sağlığa nasıl bir etkisi olduğu tam bilinmese de kan şekerini fazla yükseltmediklerinden dolayı  iyi bir etkileri olacağı düşünülmektedir.
Ne Kadar Karbonhidrat Yemeli?
Gİ bize o karbonhidratın kan şekerini yükseltme özelliğini verir. Ancak bir günde  yenecek karbonhidrat miktarı da önemlidir. Eğer kilo vermek istiyorsak GY günde 60-80 olacak şekilde beslenmeliyiz.  Yediğimiz gıdaların ortalam Gİ düzeyi de ortalama 50-55 arasında olmalıdır.
Glisemik İndeksle İlgili Bazı Pratik Noktalar:
Karbonhidratları seçerken düşük glisemik indeksli olanları seçmek gerekmektedir.
1. Rafine karbonhidratlar yani beyaz un ve rafine tahıldan yapılmış karbonhidratlar yüksek glisemik indekslidir.
2. Beyaz ekmek yüksek glisemik indekslidir.Tam buğday veya kepek az GI’lidir.
3. Diyetteki lif oranı artınca GI’i azalır.
4. Karbonhidrat içinde amiloz ve amilopektin vardır. Amilopektin fazlaysa kan şekeri daha çok artar Amilopektini fazla olanlar ekmek, beyaz patates, beyaz un, amiloz içerenler ise tam tahıllar,hububatlar ve tatlı patetesdir.
5. Rafine olanlar rafine olmayanlardan daha fazla glisemik indeksi artırır. Rafine demek işlenmiş fabrikaya girmiş gıda demektir. Rafine olan karbonhidratlar beyaz ekmek, beyaz pirinç, kurabiye,meyve suları, şekerlerdir. Rafine olmayanlar doğal halde bulunanlar olup GI’i düşüktür. Bunlar daha fazla lif veya posa içerir. Örnek olarak sebze meyve, badem, ceviz, bezelye verilebilir.
Glisemik İndeksi Sıfır Olan Gıdalar:

Salatalık, patlıcan, hindiba, rezene, sarımsak,  yeşil fasulye, pırasa, marul, mantar, bamya, yeşil soğan, turp, kabak, ıspanak, brokoli, lahana, karnabahar, domates gibi bütün sebzeler.
Meyvelerden Avakado, limon, ahududu,
İşlenmemiş etlerin Gİ’i genelde sıfırdır. Biftek, kalamar, derisiz tavuk eti, ördek, taze  veya  donmuş derisiz tüm balıklar,  kuzu eti,  yengeç, midye, hindi eti. Ancak  salam, sosis, hamburgerden uzak durunuz.
İçinde asit olan gidalar GI'i düşürür.
Bunun nedeni mide boşalmasını geciktirmesidir.
Asidik gıdalara örnek;
1.Yeşil zeytin
2.Turp
3.Limon suyu
4.Mantar, havuç, yeşil bezelye
5.Sarmısak
6.Sirke
Ekmek:
Beyaz ekmeğin Gİ’i en yüksektir. Bu nedenle beyaz ekmek yemeyiniz. Bunun yerine Gİ’i düşük olan çok tahıllı ekmek veya tam buğday ekmeği yiyiniz.
Çorba:
Çorbalardan tarhana çorbası, sebze çorbası ve  mercmek çorbasının Gİ biraz daha düşüktür. Kremalı çorba yemeyiniz.
Peynir:
Yağsız olanlarını tercih ediniz.
Yoğurt:
Sade yoğurt tercih ediniz. İçine katkı maddesi konmuş veya tatlandırıcılıları tercih etmeyiniz.
Dondurma:
Tatlı olarak  seçilebilir. Baklava, kadayıf yerine dondurma yiyiniz.
Makarna:
Beyaz makarna rafine karbonhidrat olup GI’i pişirmeye göre değişir. Spagettiyi sadece 5-6 dk pişirilirse  Gİ’i düşüktür.  Makarnayı yumuşayıncaya kadar pişirmelidir. Fazla pişirince GI artar, bu nedenle makarnayı fazla pişirmeyiniz.
Salata:
Salataya sirke ilavesi GI'i %30 azaltır. Baharat, tarçın kan şekerini azaltır. Günde bir çay kaşığı tarçın faydalı olur.
Gİ'i sıfır kabul edilip yenilmesi uygun olanlar:
Brokoli,kabak, çiğ havuç, marul, kıvırcık, karnıbahar, patlıcan, soğan, biber, turp, ıspanak, domates, avokado, 6-10 badem, ceviz, fındık, et, tavuk, yumurta, balık
Pizza :
Kompleks bir karbonhidrattır.Gİ’i yüksektir.
Toz  Şeker:
1 çay kaşığı 4gr karbonhidrat içerir, 15 kaloridir. GI’i 61’dir.GY değeri  2.5’ dur. Bir kişi günde  en fazla 3 tatlı kaşığı kadar toz şeker yemelidir. Bunun içine çaya, kahveye, tatlıya konan şeker dahildir.
Fruktoz :
1 çay kaşığı 4 gr karbonhidrat 15 kalori , GI ‘i 19, GY’ü 1 dir.
Yüksek Fruktoz Mısır Şurubu:
1 çay kaşığı 5gr karbonhidrat 20 kalori, Glisemik indeksi bilinmiyor, kullanılmasını önermiyoruz. Yediğimiz tatlı, pasta, kurabiye ve çikolatalarda mısır şurubu olma ihtimali yüksektir. Aslında bunun gıdaların etiketinde belirtilmesi gerekir. Genetiği değiştirilmiş mısırdan yapılan mısır şurubu türü  tatlandırıcılar sağlık yönünden zararlı olabilir.
Bal:
1 çay kaşığı 6gr karbonhidrat 20 kalori, GI’i 55, GY’ü 3 tür. Görüldüğü g,bi Gİ’i toz şekerden düşüktür. Toz şeker yerine bal kullanmak daha az şeker yüksekliği yaparsa da , bal yine de Gİ yüksek bir gıdadır ve çok az yenmelidir.
Patates:
Patetes yüksek GI ‘e sahip olsa da buzdolabında soğutulup tekrar ısıtılırsa GI’i azalır. Patates salatası soğutulursa GI’i azalır. Taze pişmiş ve ezilmiş patetesin GI’i en yüksektir. En iyisi patetes salatası halinde hazırlamak, buzdolabında soğutmak ve içine sirke koymaktır. Tüm patetesler yüksek GI’li değildir.  Tatlı patates daha faydalıdır. Haşlanmış patates GI’i 70’in altındadır. Soğutulmuş patatesin GI’i düşükür. Bu nedenle patates salatasının GI’i düşüktür. Küçük, taze patates ise daha az GI’lidir.
Alkollü içecekler:
Alkollü içecekler çok az karbonhidrat içerir. Şarabın karbonhidratı yoktur.Biranın bir şişesinde 10-13gr karbonhidrat vardır ve GI’i 66’dır.
Pirinç:
Pirincin GI >70’dir, yani yüksektir. Piriç pilavı yerine bulgur pilavı yemek lazımdır. Piriç pilavı kan şekerini toz şekerden daha çok yükseltir.
Havuç:
GI eskiden 92  olarak hesaplandı. Yeni yapılan testler 41 olduğunu gösterdi. Bu nedenle havuç özellikle çiğ olarak faydalıdır.
Izgara Et Yerken Birlikte Patates Kızartması Değil Sebze Yiyiniz
Ülkemizde lokantaların çoğunda ızgara et istediğinizde çoğunlukla yanında patates püresi, patates kızartması veya beyaz pirinç pilavı ile birlikte sunulur. Halbuki ızgara etin yanında bulgur pilavı, haşlanmış brokoli, karnabahar, bezelye, domates veya  marul olması daha sağlıklıdır. Lokantaya gittiğinizde ızgara etin bu şekilde getirilmesini istemeniz  sizin daha sağlıklı beslenmenizi sağlar.
Meyve ve Sebze:
Meyvelerden olgun olanları seçmeyiniz. Portakal, mandalina gibi sulu meyveler yerine  elma armut gibi daha katı olanlarını seçiniz. Sebzelerden yeşil yapraklı olanları tercih ediniz.
Yağlı Gıdalar:
Yemeklere konan yağ miktarını azaltınız. Kızartmalı yemeklerden uzak durunuz.  Yağsız tava kullanmaya çalışınız. Katı yağ ve tereyağından uzak durunuz. Yemeğe kıyma koyduysanız ilave yağ koymayınız.
Yağı fazla olan papates cipsi Gİ’i düşüktür ancak bundan yenilmesi sağlığa zararlıdır. Bol miktarda doymuş yağ içerir.
Kahve-Kappucino:
Çoğu kahve ve kapucinonun Gİ’i düşüktür. İçine şeker fazla koymadıkça içilebilir. İçine süt katılırsa Gİ’i çok yükselebilir.
Gazoz, Kola:
Bu tür içeceklerin içinde çok yüksek şeker vardır ve önermiyoruz.
Böğürtlen- Çilek  Grubu Meyveler:
Çilek’in Gİ 40 olup diğerlerin çok düşük Gİ vardır. Bunlardan bir kase yenebilir.
Düşük Glisemik İndeksli Beslenmenin Faydaları
Yüksek glisemik indeksli (GI) yiyecekler, düşük GI yiyeceklere göre tokluk kan şekerinde ve yemek sonrası 2 saatlik kan şekeri cevabında daha çok artışa neden olurlar. Dünya Sağlık Örgütü sağlıklı yaşam için nişasta içermeyen polisakkaritlerden oluşan, düşük GI’li karbonhidrat ağırlıklı diyetin (Enerjinin %55’inden fazlası karbonhidrattan) tüketilmesini desteklemektedir.
Besinlerin kısa süreli doyurucu etkileri incelendiğinde düşük GI’li besinlerin yüksek olanlara göre daha doyurucu olduğu bulunmuştur. Yüksek GI ‘li öğünler, düşük GI’li öğünlerle karşılaştırıldığında  yemek sonrası dönemde, kan şekerinde daha fazla yükselme ve düşmeye ve insülin düzeylerinde daha fazla artışa sebeb olurlar. Sonuç olarak  ileri saatlerde yağ asitlerinde ve kan şekerinde daha fazla düşüşe  ve acıkmaya neden olurlar. Düşük GI li gıdalarla ise insülin fazla yükselmediğinden kan şekeri fazla düşmez ve açlık olmaz.
Düşük GI’li besinlerin tüketilmesinin obez  çocuklarda vücut kitle indekslerinde (kilolarında) daha fazla azalmaya neden olduğu bildirilmiştir.
Düşük GI’li diyetin obezite, kolon kanseri ve meme kanseri gelişiminde de koruyucu olduğu gösterilmiştir Düşük GI’li ve yüksek lifli besinler diyabetli bireylerde tokluk kan şekeri ve kilo kontrolünde düzelmeye yol açtığı için Kanada Diyabet Derneği, Avustralya Diyetisyen Cemiyeti, Avrupa Diyabet Çalışma Cemiyeti tarafından önerilmektedirler.
Glisemik indeksi düşük gıdalarla beslenince insülin hormonunda azalma  ve enerji artması oluştuğu gibi yağ depolanması azalır ve mevcut yağlar yakılmaya başlar. Sonuçta da kilo kaybı oluşur.  Düşük GI’li beslenme kilo kaybını 2 mekanizmayla yapar:
1.  Doygunluğu artırarak
2. Yağların yakılmasını artırarak
Düşük GI’li gıdalar yüksek GI’li gıdalara göre daha uzun süre tok tutarlar ve bu nedenle sonraki öğünde daha az yemeyi sağlarlar. Bir yemekteki GI oranını % 50 artırdığınızda  doygunluk hissinde % 50 azalma olmaktadır. Doygunluk hissindeki bu artış bağırsaktan salgılanan kolesistokinin hormonunun düşük GI li diyetle  daha fazla artış göstermesine bağlıdır.
Diğer diyetlere karşılık bu Gİ diyetinin faydalı olmasının nedeni insülin direncini kırmasıdır. 1200  kalorinin altında diyet yapmak insülin direncini arttırır ve kilo aldırır. Kilo vermek için acıkmanın  ve tatlıya saldırmanın önlenmesi gerekir. Bunun yolu da düşük glisemik indeksli gıdalarla beslenmekten geçmektedir.
Diyetteki yağı azaltmakla veya  toplam kaloriyi çok azaltmakla veya karbonhidrat miktarını çok azaltmakla açlık hissi baskılanamaz ve tekrar kilo alırsınız. Düşük glisemik indeksli beslenmede aç kalma veya özel bir beslenme şekli, yani bir gıdaya dayalı beslenme, yoktur.
Düşük glisemik indeksli beslenme ile
1. Yemeklerden sonra oluşan uyku basması, öğleden sonraları oluşan enerji kaybı, halsizlik yok olur. Enerji kaybı veya halsizlik yemek sonrası oluşan insülin ve şekerdeki dalgalanmalardan kaynaklanmaktadır. Beyine yeterli glukoz geldiğinden konsantre olursunuz. ve yorgunluğunuz ortadan kalkar.
2. Tip 2 diyabet, kalp hastalığı, tansiyon, depresyon ve bazı kanserler önlenir.
3. İyi uyku uyursunuz.
4. Acıkma nöbetleri azalır ve kalkar
Normalde acıkma vücudun yemek ihtiyacı olunca ortaya çıkan bir durumdur. Ancak  acıkmanın  vücudun ihtiyacı olmadığı zamanlarda oluşması normal değildir. Bu nedenle de ihtiyaç olmadan yemek yenildiği için kilo alınır. Normal olmayan bu acıkma atakları kandaki insülinin dalgalanmasından oluşur. Yüksek Gİ’li karbonhidrat yenince kan şekeri ve insülin hızla yükselir ve sonra kan şekerini hızla normalin altına indirir ve tekrar acıkma oluşur. Tekrar tatlı bir şeyler yerseniz aynı durum tekrar eder gider. Eğer bu açıkmalar sırasında yüksek GI’li gıda yerine düşük GI’li gıda yenirse acıkma nöbetleri azalmaya başlar.
Acıkma ataklarını stres de artırabilmektedir. Stres artınca tatlı gıdalara yönelme olmasının nedeni beyindeki serotonin denen mutluluk hormonunun bu gıdalarla artması yüzündendir. Stresle artan kortizol hormonu da serotonini azaltmaktadır. İyi uyuyamayan kişilerde de acıkma atakları olma nedeni serotonin azlığındandır.
Gıdaların doyma indeksi de önemlidir. Enerji yoğunluğu düşük olan gıdalar daha hızla doygunluk sağlar. Patates, elma, portakal ve makarna daha fazla doygunluk sağlar. Çikolata, fıstık daha az tok tutar. Enerji yoğunluğu dışında tokluk derecesi gıdanın GI’ne bağlıdır. Düşük GI’li gıdalar ince barsakta daha uzun kalır ve açlık azalır. Yüksek GI’li gıdalar açlığı artırır çünkü kan şekerini hızla artırır ve hızla düşürürler. Adrenalin ve kortizol gibi stres hormonları kan şerkeri hızla düşünce artar ve iştahı artırır.
Gİ Diyeti kimler için faydalıdır?
Kilolu ve obezlere,
Tip 1 Şeker hastalarına
Tip 2 Şeker hastalarına
Prediyabet-Gizli Şekeri olanlara
Gebelik Şekeri Olanlara ,
Reaktif hipogisemisi-Kan şekeri düşük olanlara
Trigliseridi yüksek olanlara,
Metabolik sendromu olanlara,
Polikistik over sendromu olanlara,
Yağlı karaciğeri olanlara,
Sağlıklı yaşam için herkese
Gözdeki makula dejenerasyonunu önlemek için
Kanser, kalp hastalığı ve felçten korunmak için
Gİ DİYETİNİN UYGULANMASI
Gİ diyetinin uygulanmasında 3 önemli adım vardır:
1. Akılcı karbonhidrat seçimi yapmak, yani  yüksek Gİ yerine düşük Gİ’li karbonhidratları yemek
2. Gıdaların yaklaşık olarak Gİ değerlerini öğrenmek
3. Günlük karbonhidrat miktarını  ölçülü almak ve   düşük Gİ’li de olsa fazla karbonhidrat almamak.  Yani her öğünde asla fazla kalori almamak.
Bir diyetin başarılı olması onun devam ettirilebilir olmasına bağlıdır. Bir süre uygulanıp sonra devam ettirilemeyen diyet veya beslenmenin anlamı yoktur. Herkesin vücudu, bağırsakları, gıdaları  parçalayan enzimleri aynı olduğuna göre  gıda seçimi büyük önem taşımaktadır.
Kilo vermede en önemli konu iştah kontrolüdür. İştah kontrolü için barsakta sindirimi uzun süren ve bu nedenle kan şekerini hızla artırmayan düşük GI’li gıdaların seçilmesi önem taşımaktadır.
GI’le beslenmeniz demek elinizde hesap makinesi Gİ  hesaplamak, elde tablolar ona göre beslenmek demek değildir.  Önemli olan kaliteli karbonhidrat yeme.

Kaynak:http://www.nutrismart.com.tr/Glisemik-indeks-ve-Yuk/ba/06042b73-3e9f-44c6-8c69-514fbf813f69.aspx


Gİ değerleri besinin miktarıyla orantılı olarak değişmekle birlikte genel olarak aşağıdaki değerlere sahiptirler:
SınıflandırmaGİ düzeyiÖrnekler
Düşük Gİ55 veya daha azbarbunyanohutkuru fasülyemercimekfındıkelmaportakal (çoğu meyve ve sebze), makarna,Kepekli ekmek
Vasat Gİ56 - 69esmer pirinçşeker kamışıçavdar ekmeği, muz (ham), dondurma, fırında patates
Yüksek Gİ70 veya daha yüksekpatates, beyaz ekmek, beyaz pirinç, beyaz şeker, işlenmiş meyve suları, muz(olgun), karpuz,krakerlermısır cipsimısır gevreği

http://tr.wikipedia.org/wiki/Glisemik_indeks



Düşük ve yüksek glisemik indekse sahip karbonhidratların etkisi
http://tr.wikipedia.org/wiki/Glisemik_indeks




Avrupa Balıkçılığında Yeni Bir Yön

Avrupa Balıkçılığında Yeni Bir Yön- Slow Food Türkiye / Fikir Sahibi Damaklar

Belçika - 8 Şubat 2013

6 Şubat 2013, Avrupa balıkçılığı için önemli bir dönüm noktasını oluşturuyor. Avrupa Parlamentosu genel kurul oturumu sırasında Ortak Balıkçılık Politikası'nda yapılması önerilen reformlar ezici bir çoğunluk ile kabul edildi (lehte 502 ve 137). Reformun en iddialı hedefleri arasında 2015 yılına kadar av kotalarının düzenlenerek 2020 yılına kadar Maksimum Sürdürülebilir Getiriler (bir türün stoklarından, o türe zarar vermeden avlanabilir en büyük miktar) seviyesinin yakalanması ve ıskarta balıkların (avlanıp, istenmediği fark edilerek ölü olduğu halde denize atılan balıklar) yasaklanması.

Yasama sürecinin takipçisi Slow Food, nihayet çıkan kararın, sadece ekonomik değil aynı zamanda ekolojik parametrelerin de dikkate alınarak çıkartıldığını görmekten mutlu.

Bir çok olumlu yönü olmakla beraber reform, negatif etkilerini silerek de olsa, sanayi mantığını balıkçılığa uygulama esasına dayanmaktadır. Bu haliyle dahi geleneksel balıkçılığa ağır bir darbe olacaktır (ki Avrupa filosunun% 80'ini bu tür balıkçılar oluşturur ve çevresel etkisi düşüktür) ve reform aynı derecede iddialı çevre politikaları ile desteklenmediğinden etkili olamama riski içermektedir.

Slow Food'un yıllardır yürüttüğü sorumlu balıkçılık kampanyası Slow Fish'in Bilimsel Komite Başkanı, Silvio Greco, sucul kaynakların korunması ve aşırı avlanma ile mücadelede seçici av tekniklerine dayalı bir müdahalenin kararlılıkla yapılması gerektiğini Avrupa Birliği'nin kavramış olmasını alkışlıyor. Ancak, azalan balık stoklarının önemli nedenlerinden biri olan kıyı kirliliğini ortadan kaldırmak için gerekli önlemlerin alması gerektiğini de vurguluyor.

Bu yeni tutum bölgesel özellikleri ve farklılıkları dikkate almak zorunda ve Slow Food, konunun tüm yerel aktörlerini dahil etmenin mümkün olacağına inandığı için, "uzun vadeli yönetim planlarının her bir av bölgesinde ortak kararlar doğrultusunda yapılması" yaklaşımına da olumlu bakıyor. Zira bu belki de geleneksel balıkçılığa zarar verecek veya yasadışı faaliyetlerde artışa neden olabilecek bazı kuralların uygulanmasını önleyecek.

Örneğin, Hollanda, Slow Food Wattenmeer Geleneksel Balıkçılığı presidium'undan balıkçılar Barbara ve Jan Rodenburg-Geertsema, konuyu şöyle açıklıyorlar; "Biz özel koşullar istemiyoruz, biz sadece faaliyetlerimizi yasal ve karlı devam ettirmemize imkan veren adil yasalar istiyoruz. 2009 yılından, balıkçıların satış, depolama ya da nakliye öncesi balıklarını tartmalarını talep eden ve Hollanda Balıkçılık Bakanlığı'nın yasaya eklemeye çalıştığı bir Avrupa yönetmeliğini örnek alalım, mesela. Bu, halen Hollanda'da varlık gösterebilen yüzlerce küçük ölçekli balıkçının yokoluşu anlamına gelir zira ne yer ve ne de nakdi olarak hiç birimizin yönetmelikte talep edilen tartıları alıp teknelere koyma imkanımız yok."

Slow Food çözümün konunun tüm bileşenlerinin (yerel, ulusal ve bölgesel) uygulama ve diyaloğu neticesinde çıkacağına yürekten inanıyor ve bu nedenle de yerel kaynaklara sorumlu ortak yönetim imkanı açan "presidia" projelerine farklı ülkelerden balıkçı gruplarını dahil etmeye çalışıyor.