Kamuoyu'na, Hükümet'e ve Basın'a
TÜGİDER'in GDO'lu üç soya türünün "yem amaçlı" ithalatıyla ilgili olarak
Biyogüvenlik Kurulu'na yaptığı başvuru
ve
GDO'ya dair
Slow Food, Fikir Sahibi Damaklar'ın duruşunu ifade eder bildirimizdir.
20 Şubat 2012
Saygıdeğer dostlarımız,
Bildiğiniz üzere Slow Food'un İstanbul'da yapılanan bir birliği olan bizler, yani Fikir Sahibi Damaklar, 10 Şubat 2012 Cuma günü sosyal medyada bir kampanya başlattık ve takipçilerimizi birer imza atarakTÜGİDER'in üyesi bir avuç şirkete "TÜGİDER'in Biyogüvenlik Kurulu'na GDO'lu soyanın yem amaçlı ithalatı için yaptığı başvuruyu onaylıyor musunuz?" diye sormaya davet ettik.
Şüphesiz takip ediyorsunuz, TÜGİDER, üyesi olan şirketler adına,Biyogüvenlik Kurulu'na bir başvuruda bulundu ve Mon40-3-2, A2704-12 ve Mon89788 olarak ifade edilen GDO'lu soya türlerinin "gıda amaçlı" ithalatı için onay istedi.
Biyogüvenlik Kurulu bu üç GDO'lu soya türüne "gıda amaçlı" ithalat onayı verecek olursa, eğer, çocuklarımızın gıdası şüpheye yer bırakmayacak bir şekilde GDO içerebilecek!
Biz, Slow Food, Fikir Sahibi Damaklar olarak her derneğin, her kurumun, her oluşumun içerisinde en az bir kişinin vicdanının sesini duyabileceğine inanan, insanın zaaflarıyla limitli ancak vicdanıyla yükselen bir varlık olmasından ilham alan bir hareketiz.
Dolayısıyla TÜGİDER'i suçlamak yerine, bu ithalattan en az çıkarı olan şirketlerin, en az birinin vicdanını dinleyeceği umuduyla sorduk:
"siz, GDO'lu soyanın gıda amaçlı ithalatını onaylıyor musunuz?"
Fevkalade küçük, alçak gönüllü bir kampanya, bu!
Başlayalı 10 gün olduğunu halde, toplanan imza sayısı henüz 300'ü geçti! Ama, sahiden de bir üye duydu bizi ve 11 Şubat 2012 günüTÜGİDER'den istifa etti!
15 Şubat Çarşamba günü ise telefonlarımız çalmaya başladı.
Arayanlar TÜGİDER üyesi kimi şirket yetkilileriydi. Soruları iseTÜGİDER'in üyelerine yolladığı bir bilgilendirme notunda yer aldığını ifade ettikleri "Slow Food'un Avrupa örgütlerinin binde 9 oranında bir GDO bulaşanını kabul ettiği" vurgusunun doğru olup olmadığıydı.
Doğru olmadığını söyledik: Slow Food gerek Türkiye'de, gerek Avrupa'da ve gerekse de tüm dünyada GDO'ya 1 değil, 10 nedenden ötürü açık ve net olarak karşıdır. Konu ile ilgili Slow Food Merkez Ofis'in hemen ertesi gün gönderdiği bir mektubu da kendileriyle paylaştık.
Bununla birlikte hepimizi bir merak aldı, acaba 13 Şubat 2012 tarihliTÜGİDER üye bilgilendirmesinde Slow Food hakkında bu kadar net bir hata mevcutsa, başka ne yazıyordu ve derhal derneğin yönetimiyle temasa geçtik.
Tüm gayretimize ve ısrarlı yazışmalarımıza rağmen TÜGİDER yetkilileri bizlerle üye bilgilendirme notunu paylaşmadılar. Ancak yazışmalarımız sırasında ifade bulan cümlelerden kavradığımız, 13 Şubat 2012 tarihliTÜGİDER üye bilgilendirmesinde Slow Food'dan bahsedilmiş olduğu ve bu bahisin maksadını aşan bir vurgu ile yapıldığıdır.
Konu bizler adına hassas bir konudur ve bu vesile ile sizlere hitap edebilmek, GDO konusunu nasıl değerlendirdiğimizi paylaşmak isteriz.
1. Slow Food, Fikir Sahibi Damaklar olarak ilk GDO yönetmeliğinin yayınlandığı 2009 yılından bu yana "GDO'ların yönetilmesini değil yasaklanmasını istiyoruz", "Yemiyorsak sebebi var" ve "Etiket Hafiyeleri" kampanyaları ile duruşumuzu kamuoyu ile paylaştık.
Bir bilim dalı olarak genetiğe karşı olmayı şüphesiz yanlış buluyor, insan merakının, araştırmacı bakışın ve bilimsel disiplinin karşılığı gelişen bu alanı son derece önemsiyor; ancak yansımaları tüm doğal dengeyi kapsayacak bir şekilde yapılan GDO'lu üretimi son derece tehlikeli buluyor, bunun neticesi ürünlerin "gıda" adı altında çocuklarımıza sunulmasını ise tahammül edilemez bir hata olarak değerlendiriyoruz.
Pek çok zirai mücadele ilacının ve hatta pek çok sağlık adına fevkalade olduğu ilan edilen ilacın yıllar sonra çıkan yan etkileri sebebiyle raflardan indirilip "zehir" sayıldığı süreçlerin ertesinde, kör derecesinde bir güvenle, GDO'lu ekim ve GDO'lu üretim yapılıp, gıda niyetine tüketiliyor olmasını kabulde çok, çok zorlanıyoruz.
Bizler, yani Slow Food, Fikir Sahibi Damaklar gönüllüleri, çocuklarımızın birer kobay olmasına razı olmayan endişeli bireyleriz ve GDO'lara karşı savaşın "bilinçli tüketici" ile kazanılacağı inancı ile farkındalık yaratmayı sorumluluk edindik.
2. Türkiye'nin bir tarım politikası eksiği olduğunun idrakındayız. Ancak büyüme endeksli ekonomik politikaların tarım alanında alt yapı eksikliği ile kesişiminde, özellikle hükümetler adına, verilmesi fevkalade zorlu sınavlar var.
Bunun bilincindeyiz.
GDO'lu yem hususunda durum, bu sınavı vermek adına yatırım yapmak ya da dışarıya bağımlı, GDO'lu yem seçmek arasındaydı ve hükümet malesef ikincisinden yana kullanılmıştır tercihini.
Bu tercihin hayal kırıklığını yaşamaktayız.
Benzer bir kısa vade çözümün gıda hususunda tekrarı, hayal kırıklığımızı katlayacak, öfkeye çevirecektir. Nihayetinde çocuklarımızın gıdasının şüpheye yer bırakmayacak bir şekilde GDO'lu olabilme ihtimalinden bahsediyoruz!
3. Türkiye'nin asıl marka değerinin gıdası olduğunu sayın Mehdi Ekerdefaten ifade etmiştir. Kendisine katılıyoruz. Ancak, Türkiye'nin marka değeri gıdası "paketli sanayii mamulü gıda" değildir. Türkiye'nin marka değeri atalık tohumları, yerel lezzetleri ve kültürel mirası üretimleridir.
Bu bağlamda baktığımızda GDO'lu soyanın "gıda amaçlı" ithalatının hiç bir şekilde bize has olan gıdaya değil, uluslararası manada benzeri her an her yerde bulunan paketli mamullere yarayacağının bilgisiyle bu başvuruyu tahammül edilemez bir öneri olarak değerlendiriyor ve sayın bakanın da bizimle benzer hisler taşıdığına güvenmek istiyoruz.
4. Türkiye, kendi tarım ve hayvancılık yatırımlarını tamamlamadan, başka ülkelerin tarım ve hayvancılık yatırımlarının karşılığı ürünleri almaya, o ülkelerin üreticilerini, aracılarını zenginleştirmeye mesafeli durmalıdır.Gıdamız, yaşam teminatımızdır. Gıdamızın üreticisi köylü, sahiden de efendimizdir. Köylümüz ürettiği sürece var olacağımız, var kalacağımız aşikardır. Köylümüzün de varlığının güvencesi atalık tohumları, yerel lezzetleri ve kültürel mirası üretimleridir.
Korunması, desteklenmesi gereken bunlardır.
5. TÜGİDER genel sekreterinin basına açıklamalarından kavradığımız kadarı ile, dernek, bu başvuru aracılığı ile AB'nin binde 9 oranında kabul ettiği GDO bulaşıklığı kabulünü, Türkiye'nin GDO yönetmeliğine zorlamak amacındadır.
Biz, Slow Food, Fikir Sahibi Damaklar olarak ithalat yoluyla yasa değiştirmeyi yadırgıyor ve hükümetin de benzer bir bakışla durumu değerlendirmesini bekliyoruz.
2010 yılının Ağustos ayında son halini alan GDO yönetmeliğimiz uyarınca Türkiye'de binde 9 GDO bulaşığı kabulu yoktur ve nedeni son derece adil, son derece haklıdır:
Binde 9 GDO bulaşığı oranı, dünyada, GDO'lu ekim yapılan ülkelerde, GDO'lu tarım arazilerinden yayılan polenlerin diğer ürünlere bulaşma ihtimali üzerinden hesaplanmış bir orandır. GDO'lu tohumla tarım yapılması yasak olan Türkiye'de ise böyle bir ihtimal olmadığından, bulaşıklık konusu da geçerli değildir!
Yasa gereği, Türkiye'de, binde 1 oranında dahi GDO bulaşıklığına rastlanmış ürün, GDO'ludur diye damgalanmak durumundadır. Yani bir ürün ya GDO'ludur, ya da değildir. Ara sınırlar, muğlaklıklar söz konusu değildir ve bu tüketici için fevkalade önemli bir garantidir.
TÜGİDER'in ithalat yolu ile delmeye gayret ettiği bu yasayı korumanın çocuklarımıza borcumuz olduğunu gerek kamuoyuna ve basına ve gerekse de hükümete hatırlatmayı görev sayıyoruz.
Hürmetlerimizle,
Defne Koryürek, lider
Slow Food, Fikir Sahibi Damaklar
Konu ile ilgili olarak Türkiye'nin dört köşesindeki Slow Food konviviyumlarıyla liderini aracılığı ile iletişime geçebilir ve GDO hususunda görüşlerine başvurabilirsiniz :
Kars konviviyumu
Koculu, İlhan
Yeni Çamlica Mah. Yedpa İş Merkezi G Caddesi A-213 Ümraniye, İstanbul
Adapazarı konviviyumu
Ertürk, Ayşe Berin
Adapazarı
İzmir, Çeşme Alaçatı konviviyumu
Erboy, Talat
2027 Sokak No. 8
35950 - Alaçatı, Çeşme
Ankara konviviyumu
Öney, Tan Aylin
Rafet Canitez cad. 58/1, Oran Sitesi, Oran
06450 - Ankara
Iğdır konviviyumu
Alagöz, Haydar
Aşağı Çamurlu Köyü Hacı Ömer Şark Çiftliği
Aralık, Iğdır
Aydın, Yenipazar konviviyumu
Elmas, Nazan
Çarşı Mah. İnönü Cad. N:26/2
09350 - Aydın, Yenipazar
Balıkesir, Ayvalık konviviyumu
Kürşat, Ali
Tellikavak Mevkii No. 7
10400 - Ayvalık
Muğla, Bodrum konviviyumu
Marciano, Francis
Pk 7, Yalikavak
48400 - Bodrum
İzmir, Bardacık konviviyumu
Atilla, Nedim
Ankara Cad 64/1
Bornova, İzmir
Çanakkale, Bozcaada konviviyumu
Soley, Resit
Corvus Bağları
Bozcaada
Gaziantep konviviyumu
Hösükoğlu, Filiz
İncilipınar Mah. 3 nolu Cad.
Bayel İş Merkezi- A Blok.
No:101- Kat: 1 Şehitkamil
27090 - Gaziantep
Çanakkale, Gökçeada konviviyumu
Yurtseven, Hüseyin Ridvan
ÇOMÜ Gökçeada MYO
17760 - Gökçeada/Çanakkale
İstanbul, Fikir Sahibi Damaklar konviviyumu
Koryürek, Defne
Cumhuriyet cad. 241
Harbiye - İstanbul
İstanbul, Yağmur Böreği konviviyumu
Yavi, Ayfer
Sayhan Sitesi F Blok
B Kapi D.10
1.Ulus (TRT 2 Karsisi)
34347 - İstanbul
İstanbul, Balkon Bahçeleri konviviyumu
Kabasakal, Leyla
Barbaros Mah.
Kentplus Sitesi
3. Etap D7 Blok No:62
34726 - İstanbul
İzmir, Teos konviviyumu
Soyer, Neptün
Teos Tatil Köyü Seferihisar
35460 - Izmir
İzmir, Zeytindalı konviviyumu
Girişmen, Gül
Atatürk Candede Cad.
14A/1 Eski Foça
35680 - Foça, İzmir
Samsun konviviyumu
Özbek, Tahsin
Esenevler Mah.
Alidayi Sitesi, 10. sok,
A blok n. 3 Atakum
55400 - Samsun
İzmir, Tire konviviyumu
Türkeli, Handan
Kaplan Köyü
Tire, İzmir
İzmir, Urla konviviyumu
Bengisu, Bilge
Eski Çeşme Yolu 34
35430 - Urla, Izmir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkür Ederim.