Çiğ Süte Akademik El İnsaf-I
ÇAPAR KANAT
Çiğ sütün gerçekten akademik bir sahibi yok..Ama onu ancak üretenler sahip çıkıyor. Geçtiğimiz yıl GTH Bakanlığı Gıda Kontrol Genel Müdürü Sayın Ahmet Kavak, çiğ sütün marketlerde satışına izin verileceğine dair basına açıklama yapmıştı.
Bu açıklamadan bir ay sonra Resmi Gazete’nin 27 Aralık 2011 SALI, 28155 sayısında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca yayınlanan Hayvansal Gıdalar İçin Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliği’nin İstisnai uygulamalar bölümü MADDE 85 – (3) Bakanlık, çiğ süt veya işlenmemiş kremanın doğrudan son tüketiciye satışına düzenleme getirebilir, hükmünü yayınladı.. Aynı yönetmelik çiğ sütün pastörizasyon ve/veya uht işlemine sokulmadan peynir yapılıp piyasaya sürülmesini de 31.12.2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere serbestlik getirdi..Bir bakıma Fransa’nın çiğ sütten yapılan meşhur peyniri gibi..
Marketlerde çiğ süt satışına izin veren yönetmelik yayınlanamamış olsa da sayın GTHB Gıda Kontrol Genel Müdür Sayın Ahmet Kavak’ a teşekkür ediyoruz.. Girişimi ve çabası düşünce düzeyinde de kalsa da gerçekçi bir değerlendirme yaptığını görüyoruz.. 1999 yılında Ankara İl Kontrol Laboratuar Müdürlüğü de yapan Sayın Ahmet Kavak çiğ sütün açık perakende sektörüne ve sanayiye giden yönünü gayet iyi bilen biri olarak halkın çiğ olarak temin ettiği, kaynatarak tükettiği çiğ sütü gıda güvenliği kapsamına alma düşüncesinden dolayı kutluyoruz.. Doğrusu da böyle değil mi? Aşağıdaki tablo:’de açık perakende çiğ süt sektörünün büyüklüğü onun gıda güvenliği kapsamına alınmasını zorunlu kılıyor.. Soğuk zincir çiğ süt üretiminin de pastörizenin yanı sıra açık perakende çiğ süt sektörü de azımsanmayacak miktarını tedarik ediyor..
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Ulusal Gıda Kodeks Komisyonu üyesi, Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi diyetisyen Prof. Dr. Tanju Beslen, sütün kutusunun üreticisi Tetra Pak Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile başladığı Sağlıklı Süte Çağrı seminerleri altıncı yılında devam ediyor.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serhat Ünal ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Ulusal Gıda Kodeks Komisyonu üyesi, Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü, Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tanju Besler Tetra Pak Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile başladığı Sağlıklı Süte Çağrı seminerlerinde yaptıkları sunumlarda Hacettepe Üniversitesi bünyesinde gerçekleştirilen saha araştırmasının sonuçlarını aktardıkları ve kendi yaptıkları 2002 yılında yayınlanan akademik araştırmalarına atıf yapılarak Ankara’nın 150 noktasından toplanan ‘’sokak sütü’’ ve aynı noktalardan uht süt ve pastörize süt karşılaştırmaları yapıldığını ve sokak sütünde 100 bin bakteri sayısı ve nişasta bulunduğunu İllerdeki süt seminerinde anlatılarak aynı bilgilerin medyaya sunulduğunu okuyoruz..
Ziraat Mühendisleri Odası, Ankara Tabipler Odası, Gıda Mühendisleri Odasının ortaklaşa düzenledikleri süt ile ilgili broşürde de o jargon kelime olan ‘’sokak sütü ‘’ne dikkat çekiliyor. Çiğ süt o jargon kelimeyi hak etmiyor. Çiğ sütün gerçek bir gıda ve tüm endüstriyel ve açık perakende sektörünün hammaddesi olduğu unutuluyor.. Gıda Mühendisleri odası, süt ile ilgili hangi bir problem medya da yer alırsa alsın, o problem endüstriyel süt sektörünün üretiminden kaynaklanıyor olsa da yaptıkları açıklamanın arkasından sokak sütü jargon kelimelerini kullandıklarını okuyunca gerçekten üzülüyoruz.. GMO’nun internet sitelerinde yayınlanan broşürde ülkemizde ne kadar kişi başına süt tüketiminden habersiz olduklarını da görüyoruz.. GTH Bakanı sayın Mehdi Eker’in 21.Mayıs 2012 tarihindeki yaptığı 13,5 milyon ton çiğ süt üretimi ve buna göre de kişi başı süt ve süt ürünlerinin 182 litre olduğunu bildirmesi, ATO, GMO, ZMO’nun ortaklaşa açıkladığı kişi başına 25 litre içme sütü tüketimi rakamları düzeltir mahiyette idi..
Sütün kutusunun üreticisi Tetra-Pak sponsorluğunda 6 yıldır il, il, dolaşan değerli akademisyenlerimize süt ile ilgili farkındalık yaratma çabaları için teşekkür ediyoruz.. Bu topraklarda yaşayanların laktoz intoleransına ne kadar yüksek düzeyde sahip olduğu okul sütü projesinde görüldü. Toplumsal olarak da yoğurda, ayrana hem ismini veren hem de çok tüketenlerdeniz.. Bu tüketim alışkanlığını değiştirmek, değiştirmeye çalışmak acaba akademik midir diye sormaktan kendimi alamadım
Tetra-Pak’ın sponsorluğunda yapılan seminerlerde atıf yapılan 2002 yılındaki akademik araştırmayı ‘’sted 2002 • cilt 11 • sayı 2 • 55 ‘’ okuyup bitirdiğimde çok şaşırıp ‘’akademik El İnsaf’’ demekten kendimi alamadım..
Basına yansıtıldığı gibi 100 bin bakteri bulunduğu doğru olmakla birlikte nişastanın bulunduğu yer ‘’ sokak sütü ‘’ değil .. Fabrikalara gelen sütlerde nişasta olduğudur.. Üstelik kendi yaptıkları akademik araştırmayı tüm ana unsurlar ile kamuoyuna duyurmak yerine doğru olan 100 bin bakteri ve olmayan nişasta buluntusunun medyaya sunulması karşısında akademik olarak değil ama mahşer-i vicdan ile şunları söylemek zorundayım.
İster açık perakende çiğ süt sektöründe ister sanayiye gelen sütlerde 100 bin, hatta bir milyonu bulan veya geçebilen mikrobiyolojik ortam olsun; problemi yaratan o çiğ sütün sıcak zincir içinde oluşudur.. 100 bin mikrobiyolojik ortamın olması sıcak zincir çiğ sütünün karakteristik özelliğidir Akademik araştırmada 150 noktadan alınan açık perakende çiğ sütü örneklerinde nişasta akademik olarak bulunamamış, bulunmuş gibi medyaya veriliyor olsa da o sütün gittiği yer ile ilgili değil sıcak sütün kaderidir nişasta veya karbonat ile buluşmak.. Sıcak çiğ sütün doktrinidir bu.. Bu doktrini de çiğ sütü üretenlere, sıcak çiğ süt olarak satanlara da öğreten, belleten satın alıcı dev sektörün içinde çalışanlardır.. Çiğ süte su katmak masum hile iken soğuk zincir çiğ süt, masum hile suyu bile kabul etmemektedir..
İşte şimdi ülkemizdeki çiğ süt toplam üretimi içinde soğuk zincir çiğ süt, sıcak zincir çiğ süt üretim miktarları ve bunun tedarikçilerini kapsayan ‘’ akademik olmayan ‘’ ama mahşer-i vicdan taşıyan tablomu aşağıya sunuyorum..Böyle bir tablo ilk defa tarafımızdan yayınlanmaktadır
Okurlarımız ’’sted 2002 • cilt 11 • sayı 2 • 55’’ akademik araştırmayı google arama motorunun bulup okumalarını öneririm.. O akademik araştırmayı okuduktan sonra yazım üzerinde, yukarıdaki tablo ışığında düşünmelerini arzu ederim..
Yukarıdaki tablo ile ilgili yorum ve değerlendirmelerimi ‘’Çiğ Süte Akademik El İnsaf-II ‘’ başlığında yazmaya devam edeceğiz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkür Ederim.