Solucanlar/Abdullah AYSU



SOLUCANLAR/Abdullah AYSU

Karasaban 20 Mayıs 2012
Solucanlar çabuk üreyen faydalı canlılardır. Faydaları saymakla bitmez, toprakta zaten doğal olarak da yaşarlar. Ancak uygulanan endüstriyel tarım modelinde kullanılan, kimyasallar onları öldürüyor, çoğalmasını engelliyor.
Solucanları kendinizde çoğaltabilirsiniz. Beslendikleri gıda, toprağa karıştırılmış (gömülmüş) mutfak artıkları, kuru yapraklar, çürümüş yapraklar ve rutubetli otlardır. Bahçenizin bir köşesinde çoğalttığınız solucanları sonra ihtiyaç duyduğunuz alanlarda kullanabilirsiniz. Herhangi bir sebze bitkisinin, ağacın veya çiçeğin istediği gibi gelişmediğini gördüğünüz zaman bu bitkinin köküne yakın bir çukur açın oraya bir kürek dolusu solucanlı toprak atın ve toprağı örtün. Böylece bol miktarda solucan yumurtası ve solucan yavruları bakımından zengin bu toprağın konulduğu alandaki otlar, diğer otlara göre üç misli sıklaşır, bitkiler iki kat büyür. Çünkü solucanın faaliyette olduğu arazilerin verimliliği en az iki kat daha fazla olur. Yaşamasına izin verilirse yani endüstriyel tarım uygulanmazsa bu özellikleriyle solucanlar açlığa çaredir, sağlıklı besin üretebilmenin teminatıdır.
Solucanlar, geceleri toprağın üzerinde gündüzleri de içerlerinde olmak üzere durmadan, dinlenmeden çalışır, toprağı işler. Bu çalışma temposu ile kendi ağırlığı kadar bir toprak sağlar, toprağı yeniler. Solucanın işlediği toprak bitkiler için en yararlı topraklardır. Solucanın işlediği toprak bitki bünyesine en uygun gelen gübre özelliğindedir. Topraklarının üst tabakaları solucan tarafından bu şekilde işlenmesinden sonra yapılan tahliller, toprağın nitrat miktarını beş misli, potas miktarını onbir misli arttırdığı tespit edilmiştir.
Solucanlar, toprağı işlerler, toprağı işlemesi için kendilerine traktörlerin depolarına konulan akaryakıt gibi herhangi bir enerjiyi dışardan kabul etmez, ihtiyaç da duymaz. Bir milyon solucanın ağırlığı, bir çiftlik beygirinin ağırlığına eşittir, fakat harcadığı adale kuvveti yan yana konulduğunda yüz beygirin adale kuvvetine denk gelmektedir.
Yirmi beş dekarlık toprakta 1 milyonu aşkın solucan olabilmekte ve bunlar toprağın içinde milyarlarca, trilyonlarca tünel açabilmekte, ham toprağı işleyerek bitki için besleyici bir gıda maddesi haline getirmektedir. Sert, kaya gibi toprak kütlelerini bir metre 80 cm derinliğe kadar işleyerek bitki kökleri tarafından, kullanılabilir, alınabilir besin haline gelmesine yardımcı olmaktadır.
Solucan titiz çalışır, minicik vücuduyla, bitki köklerinin üzerindeki kılcal damarların arasına kadar girerek buralardaki toprakları kolaylıkla işleyebilmektedir. Traktörle, atla çekilen çapa makinesi veya elle toprağı çapalama suretiyle bitkinin köklerini zedelemeksizin işlemek mümkün değildir.
Solucalar bitkilerin köklerini zedelemediği gibi kaskatı olmuş toprağın alt tabakalarını incecik tüneller açmak suretiyle yağan yağmurun toprak tarafından depolanmasına olanak sunmaktadır. Bu özelliğiyle erozyonun tahribatını en aza indirirken işlediği toprağın madeni tuzlarını açığa çıkararak bitki kökleri tarafından alınabilmesine olanak sağlamaktadır. Bu nedenle solucanın işlediği topraklardan elde edilen ürünler besim bakımından zengin ve daha lezzetli olmaktadır.
Dr. Barret(1) üretimde solucan kullanan ve solucanların faydasını gören bir çiftçidir. Bu nedenle kendisine çokça sorulan şu soruya verdiği cevap oldukça öğreticidir. Büyük ölçekli topraklarda üretim yapmanın gerekli olduğunu savunanlara da anlamlı bir cevaptır.
Soru şudur: Mademki solucanlardan bu kadar fayda görüyorsunuz. Niçin yanı başınızdaki çorak araziyi satın alıp orasını da solucanlarınızın yardımıyla ihya etmeye teşebbüs etmiyorsunuz?
Dr. Barret: Benim daha geniş araziye ihtiyacım yok. Benim en büyük arzum toprağın bir karışlık üst tabakasının olanaklar ölçüsünde zenginleştirebilmektedir. Eğer solucanların çiftlik arazinizi tam bir titizlikle gübrelemelerine ve çapalamalarına olanak verebilirsek 20 dekarlık topraktan ailenin bütün senelik sebzelerini yetiştirmeğe muvaffak olurum. Çiftçilerin en büyük hatası daha fazla arazi açmaya çalışmalarıdır. Halbuki çiftçinin daha fazla topraklara ihtiyacı yoktur. Şiddetle muhtaç olduğu şey, toprağın mahsul yetiştiren bir karışlık üst tabakasının azami derecede zenginleşmesidir.
Ancak endüstriyel üretim yapılan topraklarda kullanılan sentetik gübreler onların vücuduna zarar verdiği ve tarımsal üretimde kullanılan kimyasal ilaçlar onları da öldürmekte dolayısıyla çoğalamamakta ve tarıma yapmaları gereken katkıyı sağlayamamaktadır. Solucanların tarıma katkılarını sağlayabilmek için kendilerine yaşama hakkı tanınması yani ekolojik zincire zarar vermeyecek bir tarım tarzının (küçük ölçekli bilge köylü tarım tarzının) merkezi devlet politikası olarak uygulanması yeterli olacaktır. Ancak endüstriyel üretim yapılan topraklarda kullanılan sentetik gübreler solucanların vücuduna zarar verdiği ve kimyasal ilaçlar öldürdüğü için çoğalamamaktadırlar.
(1) Dr. Thomas Barret. “Harnessing de Earthworm” Aktaran: Nezahet Nurettin EGE; “Ziraat Aleminde, Büüyk Terakiler ve Bu Muavaffakiyetlerden Alacağımız Dersler” Güneş Neşriyatı-1980

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkür Ederim.