TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANLIĞI TARAFINDAN YETKİLENDİRİLEN
ORGANİK TARIM KONTROL VE SERTİFİKASYON KURULUŞLARI
ORGANİK TARIM KONTROL VE SERTİFİKASYON KURULUŞLARI
Organik (ekolojik,
biyolojik) tarım ürünleri (bitkisel ve hayvansal ürünler, su ürünleri, tohum,
gübre, fide, fidan ve tüm diğer girdiler, gıdalar, vitaminler ve diğer tüm
katkı maddeleri ile hammedesi tarım olan tüm sanayi ürünleri) üretecek, işleyecek,
pazarlayacak, ithal veya ihraç edecek özel veya tüzel kişilerin faaliyette
bulunabilmeleri için aşağıda verilen, Tarım Bakanlığı tarafından yetki almış
kontrol ve sertifikasyon kuruluşlarından biriyle sözleşme yapmaları zorunludur.
Gerekli olan sözleşme yapılmadan bu faaliyetlerde bulunulamaz!!!
|
a. Organiğin Tanımı
Sözlük anlamı: Canlı organizmalardan türetilmiş.
Günlük yaşamımızdaki anlamı: Hammaddeleri sentetik gübreler, böcek ilaçları ve
hormonlar kullanılmaksızın yetiştirilen, sentetik kimyasallar kullanılmaksızın
prosesten geçirilen besin, tekstil, kozmetik vb. ürünler.
b. Organik Tarım
Organik besin veya kozmetik maddelerini
oluşturacak olan bitkiler önceden belirlenmiş ve kesin üretim standartlarına
göre yetiştirilirler.
Organik sertifikalı buğday, arpa vb. gibi
tahıllar, diğer ekinler, sebzeler ve meyve veren ağaçlar konvansiyonel böcek
öldürücüler (özellikle toprakta ve doğada bozulmadan kalıcı olabilen
aldrin,chlordane, DDT, dieldrin, endrin, heptachlor, hexachlorobenzene, mirex,
toxaphene) kullanılmaksızın yetiştirilmelidirler, çünkü bu kimyasallar
kolaylıkla toz veya gaz hale geçerek yeraltı ve yerüstü sularının yanında
atmosfere de karışarak yüzlerce kilometrelik mesafeler katedebilmekteler.
Bu kimyasallar biyolojik sistemlerde ilk
konsantrasyonlarının 70,000 katına kadar birikebilmekte, zararlı etkilerini
yıllarca sürdürebilmektedirler.
Bu böcek ilaçları hedef gruplarından çok
daha geniş ve insanları da içine alan bir grup canlı için tehlike arzetmekteler.
İnsanlarda endokrin sistemi düzensizliklerine, kansere, bağışıklık sistemi
hastalıklarına, sinir sistemi hastalıklarına, kısırlığa, sakat doğumlara yol
açmaktadırlar. Bu sentetik maddeler kuşlara, balıklara ve doğadaki diğer
canlılara da büyük zararlar vermekteler.
Organik tarımda kullanılması yasaklanan
kimyasallardan diğer bir grup ta inorganik gübrelerdir. Özellikle fosfat içeren
suni gübreler zamanla tarla toprağında arsenik, kadmiyum ve uranyum birikimine
neden olmakta, bu elementler besin maddeleriyle insan sağlığını tehdit
etmekteler. Ayrıca suni gübrelerin üretim teknolojileri de madenlerden
taşınmaları ve arıtılmaları sırasında çevreye zararlı olabilmektedir.
Organik tarımda kullanılması öngörülen
organik gübreler; katı halde hayvan gübresi, hayvan gübresi ve su karışımları,
mutfak ve ev artıklarının beslediği kurt karışımlarının oluşturduğu gübreler
(vermicompost), turba (yosun), atık sular ve guano (martı gübresi) dir.
Organik ürünler tüketiciye ulaşmadan önce
kesinlikle iyonize radyasyona maruz kalmamalı ve hazırlanmaları sırasında renk
verici kıvam arttırıcı sentetik katkı maddeleri kullanılmamalıdır.
Bazı ülkelerde genetik modifiye edilmiş
ürünler de organik listesinden çıkarılmıştır.
c. Organik Ürünler
Ürünün organik olduğunu nasıl anlıyoruz?
Türkiye de özellikle son zamanlarda
tüketicinin organik konusundaki bilinç yetersizliği fazlasıyla kötüye
kullanılmaya başlandı.
Birçok ürünün üzerinde gerçekten organik
prosüdürüne uymadığı halde “% 100 organiktir” ibaresi yer alıyor. Firmalar
özellikle bitkisel ürünlerde kullandıkları bitkileri zaten doğadan
topladıklarını ve doğadaki herşeyin de organik olduğunu belirtiyorlar.
Üretimde zorunlu olarak kullanılan yardımcı
kimyasal maddelerin de organik yönetmeliğine uygun ve dikkatle seçilmesi gerçeğini
görmezden geliyorlar.
Kozmetik, deterjan, tekstil, gıda, bitki,
mobilya, mimari malzemeler, hangi sektördeki organik ürünü kullanırsanız
kullanın bir ürünün organik olabilmesi için toprağından üretimindeki son
aşamalarına kadar her adımının organik yönetmeliğine uygun hazırlanması
gerekiyor.
Uluslararası sertifikasyon kuruluşları,
üretimin başından sonuna kadar denetim ve araştırmalar yaparak ürünü organik
olduğunu belirten bir sertifikayla belgelendiriyorlar.
Tüketicinin ürünü alırken dikkat etmesi
gereken nokta, ürünün denetleme kurumlarının verdiği “organik” ibareli ve
sertifika numarası yazılı bir etikete sahip olmasıdır.
d. Organik kozmetiğin aciliyeti
Kozmetikler, farkedilmeden insanların günlük
bakım alışkanlıklarında önemli bir yer tutmaktadır. Ortalama bir kimse hergün
en az birkaç kozmetik ürünü birden kullanmaktadır. Bunlar diş macunlarından
başlayarak parfümler, makyaj malzemeleri, deodoranlar, sabunlar, saç bakım
ürünleri, saç boyaları, traş köpükleri, cilt kremleri ve diğer bakım ürünleridir.
İnsanların çoğunluğu, bu ürünlerden
kaynaklanan çok az problemle karşılaştığını düşünür. Ancak dermatologlar uzun
süreli kullanımın hemen veya yıllar sonra da ortaya çıkan birçok iç ve dış
hastalığa neden olabileceğini belirtmekteler.
Yüzlerce sabun, şampuan ve cilt kremi
üreticisi ürün üzerindeki etiketlerde kendilerini doğal ve organik olarak
tanımlamaktalar.
Bir nemlendirici krem organik kivi, organik
çilek, organik aloe vera kullanılarak üretilmiş olabilir, ancak aynı krem
üretim aşamasında onaylanmış organik kimyasallar listesinde yer almayan
sentetiklerle formüle edilerek kullanıma sunulmuşsa bu ürün organik özelliğini
kaybedecektir.
Kozmetik ürünlerde, amaçlanan etkiyi
yaratacak sentetik hammaddeler ve sentetik katkı maddelerinin kullanılması raf
ömrü vb. ticari endişeler de göz önüne alındığında artarak süregelmektedir.
Örneğin şampuan ve sabunlarda zengin köpük,
temizlik kokusu ve uzun raf ömrü genellikle yüzey-aktif sentetik kimyasallar
tarafından sağlanıyor. Kozmetik ürünlerde kullanılan nemlendiriciler çoğunlukla
petrol türevi jelatin benzeri bir madde olan petrolatum gibi kimyasallar
içeriyor, aynı kremlerde kullanılan ve cilde kadife gibi bir yumuşaklık veren
silikon bazlı dimethicone gibi.
Bunlar, yağlayıcılar, nemlendiriciler, koruyucular, antioksidanlar, farmasatik ajanlar, polimerler, boya ve koku verici maddeler, karışımı homojenleştirici, koyulaştırıcı özellikleri olan ve yaklaşık % 80 i sentetik bazlı maddelerdir.
Bunlar, yağlayıcılar, nemlendiriciler, koruyucular, antioksidanlar, farmasatik ajanlar, polimerler, boya ve koku verici maddeler, karışımı homojenleştirici, koyulaştırıcı özellikleri olan ve yaklaşık % 80 i sentetik bazlı maddelerdir.
Bu tür sentetik kozmetik katkı maddelerinin
bazılarının uzun süreli temas sonrasında astım, alerji, cilt döküntüleri ve
cilt, meme, rahim ve yumurtalık kanseri riski oluşturduğu tesbit edildiği için
bu konu son yıllarda tüm dünyada sağlık kuruluşları ve tüketici organları
tarafından mercek altına alınmıştır.
Günümüzde gerçek organik bitki ve hammadde
karışımları sertifikasyon ve diğer denetimlerden geçerek onaylanmaktadır.
Bebek ve insan sağlığına yan etkileri olmayan organik üretim teknikleri uygulanmış ürünlerin kullanımı çok önem kazanmıştır.
Bebek ve insan sağlığına yan etkileri olmayan organik üretim teknikleri uygulanmış ürünlerin kullanımı çok önem kazanmıştır.
e. Sertifikasyon
Organik sertifikasyon organik besin
maddeleri ve diğer organik tarım ürünlerinin üreticilerini kapsayan bir
sertifikasyon işlemidir. Ülkelere göre değişiklik göstermekle birlikte
sertifikasyon kriterleri genel olarak ;
- Sentetik
kimyasal üretim maddelerinin kullanımının engellenmesi (suni gübre, böcek
öldürücü kimyasallar, antibiyotikler, katkı maddeleri vb.)
- Bir süre boyunca tarım ve
hayvancılık yapılan alanların kimyasallar kullanılmadan işlenmesi şartı
(genelde 3 yıl ve üzeri)
- Tarihe göre üretim ve satış
kayıtlarının detaylı olarak döküman halinde saklanması (ilerideki
denetimlerde tekrar incelenmek üzere)
- Sertifikalandırılmamış
ürünler ile sertifikalı ürünlerin kesin fiziksel sınırlar ile birbirinden
ayrılmış olmaları
- Periyodik olarak tarım ve
hayvancılık alanlarının sertifikasyon kuruluşlarınca denetlenmesidir.
Bazı ülkelerde sertifikasyon sadece devlet
kuruluşları tarafından yürütülmekte olup "organik" teriminin ticari
olarak ürün tanıtımı, ürün ambalajları ve ürün etiketlerinde kullanılması da
kesin kurallara bağlanmıştır.
Sertifikalı organik ürünler sertifikasız
ürünlere uygulanan yönetmeliklere de uygun olmak zorundadırlar.
Dünyadaki gelişmeler
Giderek artan bir yoğunlukta organik üretim
birçok ülke tarafından teşvik ve regüle edilmektedir. ABD, Avrupa Birliği,
Avustralya, Japonya ve diğer ülkeler üreticilerin pazara organik ürünler
sunabilmelerini "Organik Sertifikasyon" a bağlamışlardır.
Eskiden organik tarım küçük aile işletmesi
çiftliklere özgü ve köy pazarlarında satılan ürünlerle sınırlıyken son yıllarda
çok daha yaygın bulunabilmekte ve tüketilmektedir. ABD de son yıllarda
konvansiyonel gıda pazarı yıllık % 2-3 artış gösterirken organik gıda pazarı %
17-20 civarında büyümüştür. Organik pazara her yıl büyük firmalar geçiş
yapmaktadır.
Tüketiciye ulaşan herhangi bir ürünün
organik olup olmadığı sadece üzerinde bulunan organik sertifikalı olduğunu
gösteren işaretler ile doğrulanabilir.
f. Organik ile sentetik arasındaki önemli
farklar
Son yıllarda sağlıklı kalmak son derece
zorlaştı. Gelişen teknolojiyle birlikte hayatımıza birçok kimyasallar girdi.
Çoğu gizliden gizliye yiyecekten ilaca, giysiden kozmetiğe yaşantımızın her
anını paylaşır oldular. Yaşam kalitemizi bozan, hastalıklara neden olan
doğamıza kesinlikle aykırı bu sentetiklerle sürekli bir aradayız.
Vücudunuza zararlı yabancı maddeler
(toksinler) girdiğinde, vücudunuz bunların bir kısmını doğal yollarla atacak,
ama bir kısmı vücut içinde saklı kalacaktır. Vücudunuz, sahip olduğu doğal
savunma mekanızmasından dolayı, bu yabancı maddeleri yağ ile sarmalayarak zarar
vermesini engellemeye çalışacaktır. Bu da zaman içinde depolanan yağ miktarını
artıracaktır.
g. Sentetik ürünlerin uzun vadede insan
bedenine zararları
Modern yaşamın günlük hayata getirdiği en
büyük değişikliklerden biri de attığımız her adımda sentetik kimyasallarla
karşı karşıya kalmamız. İnsan bedeni tabii ki yaşamını destekleyen
kimyasallardan oluşuyor ancak bedenimize nüfuz edecek yanlış tipte zararlı
kimyasallar ciddi hasarlar bırakabiliyor.
İngiltere'de tescil edilmiş 30,000 in üzerinde
kimyasal kayıtlı. Bazıları hayatımızı kolaylaştırıyor, bazıları hayatımızı daha
güvenli kılıyor, ama ya diğerleri ?
Tüketicilerin sadece İngiltere'de güzellik
ve bakım ürünlerine yaptıkları harcama yılda 6,4 milyar sterlini bulmakta,
ancak bu malzemelerin bedenimiz üzerinde yaptıkları etkiler henüz tam olarak
gün ışığına çıkarılmış değil. Güzellik endüstrisi ürünlerinin ne kadar saf,
basit ve organik olduğunu tanıtan reklamlara yılda 600 milyon sterlin harcarken
bunların arkasındaki gerçekleri araştıran kuruluşlar bu reklamların aksi
iddiaları gündeme taşıyorlar.
WWF (Dünya Doğal Hayatı Koruma Derneği)
İngiltere Toksik Kimyasallar direktörü Elizabeth Salter Green bedenimizdeki
hormon dengesini bozan ve doğal ortamda çok uzun süreler bozulmadan kalan
toksik kimyasalların tüketici sağlığını olumsuz yönde etkilediğini belirtiyor.
Bazı parfümler (her 100 parfümün 20 si)
organik olarak üretilmekteler ancak günlük hayatımıza giren ve sayıları 5,000 e
yaklaşan parfümler, deterjanlar, yumuşatıcılar, halı ve yer temizlik
malzemeleri, hava temizleyiciler, kokulu mumlar, tütsüler gibi maddelerde
kalıcı koku etkisi yüksek sentetik ve çoğunlukla petrol bazlı koku vericiler
kullanılıyor.
Bunlar sadece burnumuz ve akciğerlerimiz
yoluyla değil, cildimiz ve yediğimiz koku katkılı besinlerle sindirim
sistemimiz yoluyla da bedenimize nüfuz etmekteler. Bunlardan bazıları yapılan
anne sütü, kan ve idrar analizlerinde ölçülebilir oranlarda bulundu.
Gerçekte birçok parfüm üreticisi firma ne
yazıkki sentetik besin kokuları satışlarından kozmetik parfüm satışlarına
oranla çok daha fazla gelir elde etmekte.
Kozmetiklerde migren, astım ve çeşitli
alerjileri tetikleyen birçok sentetik koku maddesi bulunuyor. Klinik deneylerde
dikkat dağılması, depresyon, tahriş, üreme organları problemleri, hiper
tansiyon , kalp ritm bozuklukları gibi birçok yan etkiye de neden olabildikleri
sonuçları ortaya çıkıyor.
2002 yılında İsveç’te yapılan bir klinik
araştırma sonucunda diş macunları, sabunlar, vücut ve vajinal şampuanlar, ev
temizlik maddelerinde kullanılan Triclosan’ın anne sütü örneklerinin %60 ında
yüksek konsantrasyonlarda bulunduğu belirlendi.
2003 yılında Avrupa Birliği 2 adet
Pthalate’ın kozmetik ve koku endüstrisinde kullanımını yasakladı.
Bu maddelerin insan bedeninde östrojen hormonunu taklit eden bir yapı içerisine girdikleri, dolayısıyla erkeklerde testis bozuklukları, bebeklerde doğum sakatlıklarına ve bazı kanser çeşitlerinin tetiklenmesine neden oldukları halen araştırma konusu.
Bu maddelerin insan bedeninde östrojen hormonunu taklit eden bir yapı içerisine girdikleri, dolayısıyla erkeklerde testis bozuklukları, bebeklerde doğum sakatlıklarına ve bazı kanser çeşitlerinin tetiklenmesine neden oldukları halen araştırma konusu.
Klinik araştırmalarda göğüs kanserine
yakalanmış kadınların kanserli doku testlerinde deodorant endüstrisinde
kullanılan Parabenlere rastlanmıştır. Her ne kadar kesin olarak bu maddelerin
lenf bezleri yoluyla kanseri tetiklediklerine dair kesin klinik bir sonuca
varılmamışsa da dikkatli ülkelerin sağlık bakanlıkları her yıl benzer yapıdaki
birçok sentetik maddelerin kozmetik üretiminde kullanılmasını yasaklayan
listeleri güncellemektedirler.
İngiliz Sağlık Bakanlığı Mart 2005 ten
itibaren yürürlüğe girmek üzere yayımladığı bir yönetmelikle bu tür tehlikeli
sentetik maddelerin kozmetik endüstrisinde eser miktarda dahi kullanımını kesin
olarak yasaklamıştır.
Organik Ürünlere Güvenebilir Miyim?
Bir ürünün Organik Sertifika sahibi
olabilmesi için:
Avrupa Birliği standart ve kurallarına göre T.C.Tarım Bakanlığı’nın yetkilendirdiği (çoğu uluslararası yetkili) sertifika kuruluşları tarafından,
• Tarla’nın denetlenerek sertifikalanması
• Çiftçi’nin eğitilip, denetlenerek sertifikalanması
• Tohum’un denetlenerek sertifikalanması
• Doğal Gübre’nin denetlenerek sertifikalanması
• Doğal Böcek İlacı’nın denetlenerek sertifikalanması
• Yetişen Ürün’ün denetlenerek sertifikalanması
• Ürünü İşleyen’in denetlenerek sertifikalanması
• Ürünü Paketleyip Pazarlayan’ın denetlenerek sertifikalanması gerekir.
Avrupa Birliği standart ve kurallarına göre T.C.Tarım Bakanlığı’nın yetkilendirdiği (çoğu uluslararası yetkili) sertifika kuruluşları tarafından,
• Tarla’nın denetlenerek sertifikalanması
• Çiftçi’nin eğitilip, denetlenerek sertifikalanması
• Tohum’un denetlenerek sertifikalanması
• Doğal Gübre’nin denetlenerek sertifikalanması
• Doğal Böcek İlacı’nın denetlenerek sertifikalanması
• Yetişen Ürün’ün denetlenerek sertifikalanması
• Ürünü İşleyen’in denetlenerek sertifikalanması
• Ürünü Paketleyip Pazarlayan’ın denetlenerek sertifikalanması gerekir.
Organik ürünlerin fiyat farkının sebebi:
• Yukarıda sayılan tüm denetim ve
sertifikalama işlemleri için her bir üretim döneminde ayrı ayrısertifika
ücreti ödenir
• Doğal Tohum kullanıldığından verim düşüktür,
• Suni Gübre kullanılmadığından verim düşüktür,
• Organik Gübre ve İlaçlar kimyasallara oranla çok daha pahalıdır
• Organik ilaçlar kimyasallar kadar etkili olmadığından fire verilir
• Tarlaya traktör ve tarım aracı giremediğinden işçilik maliyeti yüksektir
• Eğer öncesinde tarlada kimyasal gübre ve ilaç kullanılmışsa 5 yıla varan süreyle tarla bekletilir
• Organik ürün tüketimi düşük olduğundan, organik üretim yapan işletmeler küçüktür, birim maliyetler yüksektir.
• Doğal Tohum kullanıldığından verim düşüktür,
• Suni Gübre kullanılmadığından verim düşüktür,
• Organik Gübre ve İlaçlar kimyasallara oranla çok daha pahalıdır
• Organik ilaçlar kimyasallar kadar etkili olmadığından fire verilir
• Tarlaya traktör ve tarım aracı giremediğinden işçilik maliyeti yüksektir
• Eğer öncesinde tarlada kimyasal gübre ve ilaç kullanılmışsa 5 yıla varan süreyle tarla bekletilir
• Organik ürün tüketimi düşük olduğundan, organik üretim yapan işletmeler küçüktür, birim maliyetler yüksektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkür Ederim.